Friday, August 31, 2007

Duygu ve Anilarim

Gecen hafta Bursa da kalmistik.
Bir zamanlar ogremcim olan arkadaslardan sonra ogretmen arkadaslari gordum. Ogretmenlik yillarimda beni ‘ogretmenligin sayginligini’ sifira indirmekle suclayan klasik ogretmen arkadaslar da hic degismemistiler. Hepsinin emekli olmasina ragmen yine ayni kasintiyla cevrelerinden saygi beklemekteydiler. Ozden saydigim birkac kisiyi ise gormedim ve bir daha da goremeyecektim.
Bursa da iyiye degisimi bir tek ‘Yeni Cay Bahcesi’inde gordum. Acemler Yokusunun ust bolumunde kayalari oyarak cok guzel bir cay bahcesi yapmislar. Gerci, geleneksel ‘mangalda demlikle veya semaverle’ cay sunmayi birakmislar ama, yine de o dayanilmaz sicakta, arkasini kayalara dayamis, onunu buyuk agaclarin kapladigi koyu golgeli cay bahcesinde, cay icmek bir baskaydi. Hele genc arkadaslarimla daha da bir baskaydi.
Ertesi gunu Bursa dan ayrildik. Once kara yolu, sonra arabali vapur ve Istanbul. Sicak, oyle ki, dayanilacak gibi degil.
Arkadasimla bulusmak icin yola ciktim. Beklerken yasi en fazla 25 olan, uzerinde pardesu, basi siki sikiya bagli bir hanim, iki kucuk cocugunun elinden tutarak bulundugum golgeye geldi. Nedendir bilmem bir-iki dakika sonra bana iyice yaklasti ve yakimda oylece durdu. On-onbes dakika kadar beklestik. Dayanamayip “Hava cok sicak. Nasil dayaniyorsun?” diye sordum. Hanim:
“Sorma ablacigim! Esim beni zorla kapatiyor. Hem bu goruntumden hem de dustugum bu zavalli durumdan utaniyorum. Genelde disariya hic cikmam. Simdi cocugum hasta onu doktora goturmek icin ciktim. Gerci evde de boyle giyindiriyorlar. Ama ne de olsa evin icinde kimse gormuyor.
Evlendigim ilk gunden beri, iceride de disarida da ayni giysilerle dolasiyorum. Dusunebiliyormusun, ben daha annemlere evlendigimden bu yana hic gitmedim. Cunku halimden utaniyorum. Gerci gondermezler de. Gonderirlerse belki orada eski giysilerimi giyer, namuslarina halel getiririm...
Beni en cok uzen sey de: su iki kucugumun de gunun birinde benim gibi sarinacak olmasi...
Biliyormusun, sana imrendigim icin yakinina geldim.”
Arkadasim geldi. Hanimin esini goremeden oradan ayrildim. Ayrildim ama zihnim bir turlu hanimdan ayrilamadi. Kendime, “pesin yargili” oldugum icin kizarken, Istanbul gibi bir sehirde bile kadinlarin caresizliklerine uzuldum. Oysa, ben hep hanimlarin kendi arzulariyla kapandiklarina inaniyordum. “Yanilmis”ligim kadinlar, biz kadinlarin daha bilincli olmamiz gerektigini bir kez daha kanitladi. Bilgili, bilincli olalalim ki, yetistirdigimiz cocuklarimiz yasadigi zamanin gerektirdigi bicimde, hic olmazsa bazi konularda diledigince ozgur ve mutlu yasayabilsinler.
Her seyin gonlunuzce olmasi dileklerimle saygilar sunarim.

Wednesday, August 29, 2007

Zubeyde Acikgoz demiş ki:

“Atatürk Gibi Bir Devlet Adamı” videosunu bulup bizlere kadar ulastırdığınız için sizlere ne kadar teşekkür etsem az. Sağolasınız.Dinlerken, izlerken, Cumhuriyet’in kuruldugu yılları, o zamanların ağır koşullarını ve bugünkü yağmaları düşünüp karşılaştırırken, duygulanıp ağlamamak elde degil.Bir tek şey haykırabilirim: Ey gençlik! Emanetinize sahip çıkın lütfen.
Saygılar.
27 Nisan 2007 ve saat 09:58


Daha fazla bilgi icin

http://www.kendinlebaris.com/index.html